Gebze Belediyesi’nin Özrü Kabahatinden Büyük – Kocaeli Gazetesi - Kocaeli Haber TV- - Kocaeli Son Dakika HaberleriKocaeli Haber TV- – Kocaeli Son Dakika Haberleri

26 Ekim 2024 - 11:21

Gebze Belediyesi’nin Özrü Kabahatinden Büyük – Kocaeli Gazetesi

Gebze Belediyesi’nin Özrü Kabahatinden Büyük – Kocaeli Gazetesi
Son Güncelleme :

17 Ekim 2024 - 4:26

“Mustafa Kemal hayvanları çok seviyordu. Çocukken iki tane yavru köpeği vardı. Birine Alev birine Cin ismini takmıştı. Evde değil, bahçelerindeki kulübelerinde kalıyorlardı. Minik dostlarıyla koşup oynarken çok eğleniyordu. Onları dayısıyla beraber besliyordu.

Aradan yıllar geçti Mustafa Kemal büyüdü. Evinde beslemek için yeni bir köpek aldı. İsmi Foxtu. Kahverengiydi, kocaman sarkık kulakları vardı. Pek sevimliydi. Fox çok gürültücü ama çok da zekiydi. Mustafa Kemal’in çalışma odasına girdiğinde uslu uslu otururdu.

Mustafa Kemal atlarla arkadaş gibiydi. Askerliği sırasında bindiği atının adı Sakarya’ydı. Cesur korkusuz bir attı. Simsiyahtı, sadece ayakları ve burnunun üstü beyazdı. Sanki cevap vereceklermiş gibi atlarla konuşurdu Atamız. Huysuzluk yapan atlar bile onun ilgisiyle sakinleşirdi.”

Atatürk’ün hayvan sevgisini kitaplardan okumak mümkünken biz İzmitliler o kadar şanslıydık ki. Davetimi kırmayarak hiçbir ücret talep etmeden Kocaeli 2. Kitap Fuarı’na gelen atamızın manevi kızı Ülkü Adatepe’yi konuk etmiş. O zamanki genel sekreter yardımcımız, bugünkü Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’ın değerli destekleriyle hak ettiği gibi ağırlayıp, birinci ağızdan dinlemiştik.

Atatürk’ümüz çocukluğundan ömrünün sonuna kadar daima hayvan sevgisiyle yaşamış bir insan. Zaman zaman köpek beslemiş, zaman zaman atlarla arkadaşlık etmiş. Güvercin beslemiş, kanarya beslemiş hatta develerle ceylanlarla çok eğlenceli hatıraları arkadaşlıkları var.

Hayvanlar bizim sessiz dostlarımız. En sadık arkadaşlarımız.

Gerçek sevginin ne olduğunu ancak bir hayvan sahiplendiğinizde anlarsınız. Gözlerindeki masumiyet, yüreğinizi ısıtır. Huzur verir. Onlarla geçen her an bir hazine gibidir. Onlara gösterdiğimiz duyarlılık ve sevgi, empati yeteneğimizi geliştirir. Bu da toplumsal ilişkilerde daha anlayışlı ve yardımsever bireyler olmamıza katkı sağlar.

Hayvanlarla kurduğumuz pozitif ilişkiler, duygusal ve ruhsal refahımızı artırır. Candostlarımızla vakit geçirmek stresimizi azaltır, mutluluğumuzu ve huzurumuzu artırır. Yaşadım da yazıyorum. Aynı zamanda hayvan sevgisi, doğal yaşamın korunmasına ve biyoçeşitliliğin sürdürülmesine de katkıda bulunur.

Hayvanları korumak ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba sarf etmek, insan olmanın gereklerinden. Hayvan sevgisi, hayvanlara karşı duyduğumuz saygı, şefkat, merhamet ve sevgi gibi pozitif duygularımızı ifade etmenin en güzel hali.

Hayvan sevgisi aynı zamanda hayvanlara karşı olan sorumluluğumuzu kabul etmektir, bunun için çaba sarf etmektir. Bir insanın kalbinin büyüklüğü, hayvanlara olan sevgisiyle ölçülür. Hayvanlarla olan ilişkimiz, insanlığımızın da ölçüsüdür.

Atatürk tüm dünyaya örnek bir liderdi deriz, onun bize bıraktığı miras, akıl ve bilimdi deriz. Ancak onun vicdanını nasıl da unuturuz. Oysaki, yaşamı boyunca tutum ve davranışlarında ibadet gibi beliren, en önemli miraslarından biri de “vicdan”dır eşsiz Atamızın vicdan. Vicdanın en belirgin hali, ağzı olup dili olmayan hayvan sevgisindeydi eşsiz Atatürkümüzün.

Ne mutlu bize ki Atamız, hayvan sevgisi olan, hayvan hakları konusunda duyarlı bir liderdi. Hayvanlara olan sevgisi ve onlara gösterdiği saygı, Türkiye’nin modernleşme sürecinde ve toplumsal değerlerin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştı.

Özellikle köpekleriyle olan ilişkisi ve onlara gösterdiği sevgi, dönemin fotoğraflarında ve anılarında sıkça görülüp, yüreğimizi ısıttığı gibi, aynı zamanda Atamızın hayvanlara karşı duyarlılığını yansıtan önemli örneklerdir bizim için.

Atamız dünyanın tek sahibi olmadığının fazlasıyla farkındayken, biz napıyoruz diye dönüp kendinize baktınız mı hiç?

Şunu unutmayalım ki, hayvanlara zarar verirsek, kendimize zarar vermiş oluruz. Hani biz yaradandan ötürü severdik yaratılanı? Hani? Emanete hıyanet etmek de ne demek? Onlar bize emanet emanet.

Hayvanları sevmenin temel şartı, bu dünyanın birer parçası olduklarını kabul etmek ve onlara zarar vermemektir. Sağlıkla kısırlaştırmak için barınaklara götürdüğümüz hayvanlarımızı az ilaç ve imkan yokluğundan dolayı üst üste bekletip bekletip, hasta edip bize gönderen çok değerli yöneticilerimiz, şimdi nasıl oluyor da hayvanları öldürmek pardon uyutmak için ilaç buluyorlar merak ediyorum. Gebze Belediyesi’ni ve onun yolundan giden bütün belediyeleri şiddetle kınıyorum.

A partisi ya da B partisi yönetimi ayırt etmeden söylüyorum. Her şeye para bulan yönetimler, can dostlarımızın sağlıklı yaşaması için neden yeterli bütçe ayırmıyor? Belediyelerin barınaklarında çalışırken tedavi koşullarının yetersizliğine vicdanen dayanamayıp veterinerlik yapamayıp işi bırakan arkadaşlarım var benim bu memlekette. Siz neyin peşindesiniz efendiler? Neyin peşindesiniz?

Diye düşünürken birden şu haber düştü önüme: “Gebze Belediyesi ölü köpeklerin cesetlerini bulup yere seren hayvanseverleri, mama ve barınaktaki köpekleri çalmakla suçladı.” Ayıp ya ayıp. Özrünüz kabahatinizden büyük.

Tam da Nazım Hikmet’in dediği gibi günlerden geçiyoruz sevgili okur, “Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz. Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük.

Yeniden görüşünceye kadar beni özleyin.

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam
reklam