Dünyada kelimenin tam anlamıyla bir BYD fırtınası esiyor.
Elektrikli otomobil konusunda adeta bir çığır açan BYD, bildiğiniz gibi dünyadaki en büyük elektrikli araç üreticisi.
Aynı zamanda çok önemli bir batarya üreticisi.
Sadece kendi bataryalarını üretmekle kalmıyor, Tesla ve Volkswagen’e bile batarya satıyor.
BYD sadece geçen yıl 1 milyonu elektrikli, 1 milyonu Hibrit olmak üzere yaklaşık 2 milyon araç sattı.
Çin’de yüzde 45 Pazar payına sahip.
Çin’in otomobil ihracatının yüzde 24’ünü tek başına gerçekleştiriyor.
Chrey, Geely falan BYD’nin yanında hikaye.
ALT ÜST EDECEK
İşte böylesine bir devin, Türkiye’de yatırım yapma kararı çok önemli.
Pek çok markayı derinden etkilemesi beklenen BYD, Manisa’da 1 Milyar Dolarlık fabrika yatırımı için startı verdi.
Adamlar 2026 yılının ikinci yarısında üretime başlamayı planlıyorlar.
Ki o fabrika çalışmaya başladığında ülkemizde otomobil piyasasındaki pek çok denge alt üst olacak.
Elektrikli ve Hibrit otomobiller büyük bir hızla yaygınlaşacak.
Türkiye pazarında müthiş bir rekabet yaşanacak.
20 BİNDEN FAZLA BAŞVURU!!!
BYD’nin hali hazırda Türkiye genelinde 9 bayisi var.
Ama her ilde bayilik almak için inanılmaz bir talep var.
20 binden fazla şirketin başvuruda bulunduğundan bahsediliyor.
Yani BYD’deki potansiyelin herkes farkında.
BYD bayiliğini alan şirket, kelimenin tam anlamıyla yaşayacak.
Uzun süre bu işten güzel para kazanacak.
Muhtemelen Chrey’i de fena sollayacak.
SAKARYA’DA VAR, KOCAELİ’DE HALA YOK
BYD, 3 Mayıs tarihinde Sakarya bayisini hizmete açtı.
Yani yaklaşık 5 ay önce.
Ama Kocaeli bayisi hala belli değil.
İnanılmaz bir talep var ama Çinli firma henüz kararını vermedi.
BYD Sakarya bayisi Sandıkçı. Sandıkçılar aynı zamanda Toyota bayisi.
Chery Sakarya bayisi Ernaz. Ernaz aynı zamanda Renault bayisi.
Chery Kocaeli bayisi Kaya. Kaya kardeşler mayıs ayında Çinli Chrey’nin bayiliğini aldı.
BYD’nin Kocaeli bayiliğini de Ernaz’ın istediğini duyuyorum.
Ama dediğim gibi isteyen, asılan, çabalayan çok.
Bakalım bu büyük yarıştan kim galip çıkacak?
DİPNOT:
BYD, Türkiye’de halen ATTO3 ve SEAL U DM-1 modelleri ile satışta.
BYD’nin beni en etkileyen modeli şüphesiz, adeta bir tankı andıran, bulunduğu yerde dönebilen ve suda 30 dakika boyunca yüzebilen YangwangU8.
Adamlar çığır açmaya geliyor.
Videosunu izleyin derim.
İçki içerim. Zina yaparım. Ama domuz eti yemem!
Bizim milletin domuz etine karşı inanılmaz bir hassasiyeti var.
Ama sebebi dini değil.
Dini olsa diğer haram ya da günahlara da mesafeli olurlardı.
Ama öyle değil.
Adam içki içiyor ama “Ben domuz eti yemem” diyor.
Adam zinaya gidiyor ama “Ben domuz eti yemem” diyor.
Adam faiz yiyor ama “Ben domuz eti yemem” diyor.
Adam tefecilik yapıyor ama “Ben domuz eti yemem” diyor.
Adam çalıyor ama “Ben domuz eti yemem” diyor.
İyi de neden böyle?
Bu toplumda domuzun insan sağlığı bakımından “zararlı” olduğuna ilişkin çok güçlü bir kanaat var.
Bilgi de diyebiliriz.
Zaten domuz bizim toplumda şirinlik değil pislik sıfatıdır.
Çünkü domuz her şeyi yiyebilen pis bir hayvan.
Pislik içinde yaşayabilen, pislikleri karıştırıp yiyebilen bir canlı.
“Domuzluk yapma” denir mesela.
Dolayısıyla domuza olan tepki “haram” olmasından önce, “pis” olmasından geliyor kanımca.
Bu hassasiyet kötü mü? Değil.
İçki içiyor diye domuz eti de yemesi mi gerekir? Hayır.
Bir iki yüzlülük göstergesi midir? Bence asla.
“Domuz”un Türk toplumundaki kötü imajına dikkat çekmek istedim.
Köfteci Yusuf’u işte bu kadar kötü yerden vuruyorlar.
