A. Okan Çağlar/ Nurçin Çağlar
Başlıktaki sorunun cevabını pek çok kişi asit fazlalığından diye verebilir. Ancak biz böyle olmadığını rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın reflü konusundaki kapsamlı yazısından öğrenmiştik. (1) Benzer bir değerlendirmeyi www.easyhealthoptions.com sitesi editörü Dr. Michael Cutler da yapmış: (2) “Mide yanması ve hazımsızlık şikayetleriniz varsa bu durumun tetikleyicilerini de biliyorsunuzdur ancak bunlardan kaçınmak her zaman mümkün değildir. İlaç şirketleri bunun sebebinin asit fazlalığı olduğu algısını yaratıp insanları antiasit ilaçlara yönlendirmektedirler. Ancak mide yanması ve hazımsızlık asit azlığı nedeniyle sindirimin tamamlanamamasından meydana gelmektedir. Sindirimin tamamlanamaması fermantasyon oluşmasına neden olur, bu da fermantasyonun doğal asitlerinin oluşmasına, onlar da gaz ve reflüye yol açar. Vücudun ürettiği tek asit pepsinle hidroklorik asittir. Asit geri tepmesi yapan diğer asitler fermantasyon süreci sonucu oluşur ve midenin sindirimde kullandığı doğal mide asidinden farklıdır. Antiasit ilaçlar doğal mide asitleriyle fermantasyon sırasında oluşan organik asitler arasındaki farkı ayırdedemez ve tüm asitleri yok eder. Böylece de geçici bir rahatlama sağlar. Ancak sindirim sisteminize yardım edecek doğal yollar da vardır. Dr. Michael Cutler mide yanmasını azaltmanın anahtarının yiyecekleri daha iyi çiğnemek olduğunu söylüyor. İyice sindirilmeden, iri parçalar halinde bağırsaklara geçen yiyecekler gaz oluşumuna neden olur ve bunu sindirim sisteminde yaşayan bakteriler oluştururlar ve bu sindirim sürecine basınç yapar.”
Nurçin Çağlar’ın reflüden nasıl kurtulduğunu sizlere aktarıyoruz:
Siz hiç ilaç içip reflüsü iyileşen bir tek kişi duydunuz mu? İlaçlar sadece semptomları baskılıyor, iyileştirmiyor. Beslenmeyi düzeltip, ara öğünleri kaldırınca ve suyu kontrollü içince reflüden çok kolay kurtulduk.
“Bu konuda öncelikle kendi deneyimimi paylaşmak isterim. Uzun yıllar reflü şikâyetlerim nedeniyle PPİ türü bir ilaç kullandım ve yetmediği zamanlarda da anti asit tabletlere başvururdum. Ofisimde, başucumda, tüm çantalarımda bu ilaçlardan bulundurur, el altında görmezsem panik olurdum. Karatay Diyeti ‘ne başladıktan sonra da ilaçlara devam ettim.
Bu tarz beslenmeye başladıktan bir sene kadar sonra, bir haftalık bir yurtdışı tango festivaline giderken PPİ ilacını yanıma almayı unuttuğumu fark ettim. İlk duygum büyük bir panikti. Sonra çantamdaki anti asit tabletlerle idare ederim, bakalım ne olacak dedim. Seyahatlerde de beslenme şeklimizi bozmuyoruz. Bir hafta boyunca sabah ilacını almamama rağmen hiç anti asit tablet kullanmadım. Bu benim için çok şaşırtıcı oldu. Döndükten sonra da ilaçları seyrelterek bıraktım.
Tesadüfen ilaç ihtiyacımın kalmadığını anladığımda nedenleri üzerinde kendimce düşündüm. Sık yiyerek sık sık asit salgılanmasının tetiklendiği, asit fazlasının da geri kaçtığı, öğünler arasında uzun süre geçmesinin ise midenin tamamen boşalmasına ve dinlenmesine imkân tanıdığı için reflü de oluşmadığı gibi bir açıklama yaptım kendimce. Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın reflünün nedeninin asit fazlalığı değil asit azlığı olduğunu açıkladığı yazısını okuduğumda ise çok şaşırdım. Reflüye kendimce getirdiğim açıklamayı revize etmem gerekti fakat sık yememenin, öğünlerin arasını açmanın gerektiği yine geçerli.
Prof. Dr. Ahmet Aydın Beslenme Bülteni sitesinde yer alan yazısında reflüyü çok ayrıntılı ve bilimsel bir şekilde açıklamış. Ben doktor olmayan birisi olarak kendi anladığımı özetleyeyim.
■ Mide üstten yemek
borusuna alttan da onikiparmak bağırsağına (duodenum) bağlıdır. Yemek borusuyla arasında çift taraflı açılan bir kapak vardır. Duodenumla arasındaki kapak ise tek taraflıdır, sadece mideden duodenuma geçiş vardır.
■Ağızda mekanik olarak parçalanan ve ön sindirimi başlayan yiyecekler yemek borusundan geçerek mideye gelir. Midenin asit dâhil bazı salgıları vardır. Parçalanmış yiyecekler ve mide salgıları karışarak kimüs denilen bir bulamaç oluşturur. Kimüsün asiditesi mide asidiyle belli bir düzeye gelince alt kapak açılır ve bu bulamaç duodenuma geçer ve sindirim devam eder
■ Mide yeterli asit üretemezse gereken asidite düzeyine gelmesi uzun sürer ve mide geç boşalmış olur. Mide gereğinden uzun dolu kalınca basınç oluşur, yukarı tepmeler olur, yani yemek borusuna kaçar ve reflü oluşur. Görüldüğü üzere asit fazlalığı değil asit azlığı reflüye neden oluyor.
■Anti asit tabletlerin yani asidi baskılamanın neden yanma gibi reflü belirtilerine iyi geldiğinin de açıklaması var. Mide asidi çok kuvvetli bir asittir. Mide hücrelerinin bu asitten zarar görmeyecek bir yapısı var fakat yemek borusu hücreleri öyle değil. Asitli bulamaç yemek borusuna teptiğinde yemek borusunda yanma oluşur. İşte asit baskılayıcı tabletler bu belirtiyi ortadan kaldırır.
■ Mide asit salgısının artması için yemek öncesi gevşemiş olmak, yemeği rahat şekilde oturarak, yavaş ve iyice çiğneyerek yemek işe yarar.
■ Mide asidinin pek söz edilmeyen ancak çok önemli olan görevlerinden biri de mideye yiyeceklerle gelen hastalık mikroplarını ortadan kaldırmak. Bu işleviyle mide bağışıklık sisteminin önemli unsurlarından biridir.
■ Mide asidinin en önemli görevlerinden biri demir emilimini arttırmak ve böylelikle bizi kansızlıktan korumaktır.
■ Mide asidi çinko, magnezyum gibi minerallerin emilimini de arttırmaktadır.
■ Gerek sindirim gerekse de bağışıklık açısından mide asidinin baskılanmaması gerekir. Asit azaltan ilaçlar yukarıda sayılan önemli maddelerin eksikliğine dolayısıyla ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Aydın Hocanın reflü açıklaması gibi tedavisi için tavsiye ettikleri de ezber bozan cinsten.
■ Asit azaltan ilaçlar ve PPİ denilen ilaçlar kullanılmamalı çünkü semptomları giderseler de hastalığı ortadan kaldırmadıkları gibi pek çok yan etkileri var.
■ Acil, ağrılı ve yanmalı durumlarda 1 büyük bardak su içine 1 tatlı kaşığı yemek karbonatı konularak içilecek ve ağrı geçtikten sonra 3 saatte bir 1½ litre su içilecek. Gün boyu 4 litre su içilecek.
İranlı Dr. Feridun Batmanghelidj su ile reflü tedavisinin öncüsü olmuş. Ahmet Aydın Hoca da onun tedavisini uygulayarak pek çok hastayı iyileştirmiş. Yemekten yarım saat önce 250 cc, yemekten 2,5 saat sonra da 250 cc su ve aralarda da istenildiği kadar su içilmesini öneriyor. Yemek esnasında ve sonrasındaki 2,5 saat su içilmemesinin nedeni mide asidini seyreltmemek için.
■ Az ve sık yemek yerine öğünlerin arasını açarak yemek ve aralarda atıştırmamak da reflüden kurtulmak için gerekli. Sık yiyerek su tedavisi uygulanamaz zaten. 2 saatte bir yerseniz su içecek zaman kalmaz.
Yukarıda önerilen tedaviyi ben uyguladım ve çok faydasını gördüm. Artık hiç ilaç kullanmadığım gibi reflü belirtileriyle de karşılaşmıyorum. Ender durumlarda yeterince su içemezsem belirtiler ortaya çıkıyor ve mutlaka su içmeye çalışıyor ve belirtileri bertaraf ediyorum.”
Kaynaklar:
(1) http://beslenmebulteni.com/beslenme/?p=866
(2) https://easyhealthoptions.com/soothing-natural-ways…/